ÇİN FOO KÖPEKLERİ (BUDİST ASLANLARI)

Çin yapımı, Ming sitili, Qing hanedanlığı dönemi, Sancai sırlı seramik Foo köpekleri. Figürler büyük boyutlu ve günümüze çift olarak ulaşmış, iyi kondüsyonda örneklerdir.18-19.yy.
40 x 17 x 37 cm

Detaylı bilgi ve fotoğraflar için lütfen iletişime geçiniz..

FOO KÖPEKLERİ Foo (Fo/Fu) köpekleri Asya’da, Budist tapınaklarının koruyucusu olan aslan görünümlü kutsal hayvanlardır. ‘Foo’ ismi ise Çin kökenlidir. ‘Fo’, Çince’de Buda anlamına gelmektedir. Bu ismin Çin’in güneydoğusunda yer alan Foochow kentinden (bugünkü Minhow) türetildiği de iddia edilse de, bu iddiayı kanıtlayan kesin bir veri yoktur. Foo köpekleri bazı kültürlerde aslana olan benzerliklerinden dolayı Kore Aslanı olarak da adlandırılmaktadır. Tarihsel açıdan bakıldığında Asya tipi aslanların kökeninin Çin olmadığı, bu tarz hayvanların daha ziyade Hindistan’a özgü olduğu görülür. Hintli rahiplerin Budizm’i yaymak amacıyla Çin’e seyahat ettikleri bilinmektedir. Çinliler, bu öğreti ve hikayelerle birlikte Hint krallarının saraylarında, Budist tapınaklarda ve manastırlarda girişte yer alan taştan yapılmış koruyucu Hint aslanlarını da öğrenmiş olmalıdır. Çin’de daha önce hiç gerçek aslan görülmediği için, Çinli ustalar bu Hint aslanlarını kendi yerli köpeklerinin bazı özelliklerini de model alarak oluşturmuştur. Bugün Chow Chow olarak adlandırılan köpeklerin, Antik Çin Uygarlığı’nda Foo köpeklerinin oluşturulmasında model alınan yerli köpek türü olduğu düşünülmektedir. Chow Chow ilk kez yaklaşık 4000 yıl kadar önce Moğolistan’da ortaya çıkan ve daha sonra Çin’de de yetiştirilmeye başlanarak ‘Songshi Quan’ (kabarık aslan-köpek) adıyla adlandırılan bir köpek türüdür. O dönemde Çin’de aslanı canlı olarak gören olmadığı ve bu hayvan sadece Hintli rahiplerin anlattığı Budist tapınakları koruyan taş aslan heykelleriyle ilgili hikayelerden ve çeşitli tasvirlerden tanındığı için Çinli heykeltıraşlar Chow Chow modeli ve hayal güçlerinin birleşiminden yararlanarak Foo köpeği adı verilen türü yaratmış olmalıdır. Çin’de Foo köpeklerinin geçmişi Han Hanedanlığı’na kadar uzanır. Yani, Çin sanatında ilk kez yaklaşık olarak M.Ö. 208 ile M.S. 211 yılları arasında görülürler. Bu dönemden sonra yaklaşık 400 yıl boyunca izlerine rastlanmaz. Sanat eserlerinde yeniden görülmeye başlanması ise Tang Hanedanı Dönemi’nde, 618- 719 yılları arasında olur. Foo köpekleri taşıdıkları anlam açısından da ayrı bir öneme sahiptir. Foo köpeklerine ilham kaynağı olan ve Buda’ya kurban olarak sunulan aslan, kedigillerin efendisi olarak kabul edilmektedir. Bu hayvanların Çin sanatına girişi de Budizm ile ilişkilidir. Tapınakların ve kanunların koruyucusu olarak benimsenen Foo köpeklerinin heykelleri tapınak, kamu binası, ev ve sarayların girişlerine yerleştirilmiştir. Bu köpeklerin kötü ruhları kovması için mezarların girişine de yerleştirildiği zaman zaman görülür. Bu köpeklerin heykelleri de imparatora sunulan önemli hediyeler arasındadır. Foo köpeklerinin Çin sanatındaki tasviri çeşitlilik gösterir. Ancak her zaman için geçerli olan ortak özellik, kötü ruhları uzaklaştırma işlevlerinden ötürü güçlü ve ürkütücü bir biçimde betimlenmeleridir. Bazı örneklerde bu yaratıkların arka kısmında Buda tasviri de yer alır. Örneklerin büyük bir bölümünün pençesinde mızrak tutması, bu hayvanların tapınaktaki huzuru ve barışı korumak, her türlü kötü ruhu ve olumsuz etkiyi oradan uzaklaştırmak için kullanıldıklarının bir simgesidir. Çin sanatında bu köpeklerin farklı biçim, renk, malzemeden yapılmış çeşitli örnekleri mevcuttur. Yüzlerinde zarar vermeye hazır ve şeytani bir ifade yer alır, iri gözlerinin ortasında ufak bir benek şeklinde göz bebekleri bulunur. Bu köpekler aynı zamanda ‘Tanrısal Köpek’ (Celestial Dog) ve ‘Saadet Köpeği’ (Happiness Dog) olarak da tanımlanır. Genellikle dişi ve erkekten oluşan bir çift olarak tasvir edilen bu hayvanlar enerji ve değerin de simgesidir. Tasvirlerde sağda yer olan dişi elinde hayat çemberini ifade eden bir yavru tutarken, erkek dünyayı simgeleyen bir küre ile oynar. Dişi olanın ağzı genelde kapalıdır, erkeğin ise açıktır. Bu duruş kutsal ‘om’ kelimesinin bir ifadesidir. Ancak Japon örneklerinde bu duruş erkeğin yaşamı, dişinin ise ölümü temsil ettiği şeklinde yorumlanır. Diğer bir tasvir biçimi ise her iki köpeğinde yarı açık olan ağızlarında birer inci taşımasıdır. Bu incinin boyutu ve biçimi hayvanın ağzında döndürülebilecek ancak asla çıkartılamayacak şekilde ayarlanmıştır. Feng Shui felsefesinde ise, dişi ve erkeğin duruş yeri değişiklik gösterir; bu anlayışa göre giriş ile karşı karşıya olan erkek aslan sağda, dişi ise solda olmalıdır.

Fiyat: 10.000 USD