ZÜHTÜ MÜRİDOĞLU (1906-1992)

ZÜHTÜ MÜRİDOĞLU (1906-1992)
32x30x18 cm
İmzalı
Eser, Cumalı Sanat Galerisinde açılan sergisinden alınmıştır.

Zühtü Müridoğlu (1906-1992)

Cumhuriyet döneminin ilk heykel sanatçılarından biridir. 1924'te girdiği Sanayi-i Nefise Mektebi'nde önce Resim Bölümü'nde Hikmet Onat'ın, bir yıl sonra da Heykel Bölümüne geçerek İhsan Özsoy'un öğrencisi oldu. 1928 yılında mezun olunca girdiği Avrupa sınavını kazanarak Paris'e gitti ve burada 1928-1932 yılları arasında Colarossi Akademisi'nin Heykel Bölümü’nde Marcel Gimond ile çalıştı. Bu dönemde Sorbonne’da estetik, Louvre Müzesi Okulu’nda sanat tarihi derslerini de takip etti. 1932 yılında Türkiye’ye dönen Müridoğlu, Gülhane’deki Alay Köşkü’nde, ilk heykel sergisini açtı. Samsun Lisesi’ne resim öğretmeni olarak atandı. 1936-1939 yılları arasında İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde heykel ve mulaj atölyesinin şefi olarak görev yaptı. Bu yıllarda D GRUBU’nun kuruluşuna tek heykeltraş olarak katılarak grup içinde etkin rol oynadı. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü ve Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğretmenlik yaptı. 1950’de Akademi’nin Heykel Bölümü’nde atölye öğretmenliğine getirildi, 1971’den sonra ağaç uygulama atölyesini yürüttü. 1974’de emekli oldu.

Sanatçının, 1930-1947 yılları arasında ürettiği ilk dönem eserlerinde figüratif anlayışın egemen olduğu görülür. Bu heykellerinde doğanın özüne bağlı kalmış ve figürün doğal verilerini zorlamamıştır. Bu dönem içinde gerçekleştirdiği portre ve figürleri Türk heykel sanatı içinde figüratif anlayışın en yetkin örnekleri arasındadır. 1940’lı yılların ikinci yarısından itibaren soyut anlayışa yönelmiş, özellikle 1948 yılında ikinci kez gittiği Paris’ten döndükten sonra ağaç dallarını kullanarak oluşturduğu, figürü anımsatan soyut çalışmalar yapmıştır. Bu anlayışla ürettiği en erken örneklerden biri olan ‘Tors’ (1950) adlı eser, 1966 yılında V. Tahran Bienali’nde ödül kazanmıştır. 1950’lerin ortalarında heykel alanında geometrik soyut üslubun Türkiye’deki ilk temsilcilerinden biri olmuştur. Bu dönem yapıtlarında biçimlerin oran, düzen, uyumları üzerinde özenle durmuştur. Böylelikle soyutlama sırasında oluşan rastlantısal biçimleri ortadan kaldırmıştır. Müridoğlu, 1953’te Londra Çağdaş Sanatçılar Enstitüsü’nün düzenlediği yarışmada “Bilinmeyen Siyasi Esir” adlı yapıtıyla 4. Grup Ödülü’nü kazanmıştır. Sanatçının 70’li yıllarla beraber figüratif heykellere yöneldiği görülür. Bu dönemde soyut heykellerin yanı sıra, yalın figüratif heykeller ve küçük boyutlu kil heykelcilikler yapar. Daha sonra da soyut ve figüratif çalışmaları birlikte yürütür. Yapıtlarında bronz, ahşap, taş, alçı, bakır, demir, pişmiş toprak gibi çok çeşitli malzemeler kullanmıştır. Sanatçının serbest heykel çalışmalarının dışında anıtsal eserleri de vardır. Bu yapıtların en bilinen örneklerinden biri, Ali Hadi Bara ile yaptıkları Beşiktaş'taki ‘Barbaros Anıtı’dır (1942). Zonguldak'taki atlı ‘Atatürk ve İnönü heykelleri’ (1946), Anıtkabir’in giriş kulelerinde ve batı kanadında yer alan kabartmalar (Başkumandanlık Meydan Savaşı, 1953), Büyükada (1965) ve Muş'taki (1965) Atatürk anıtları onun yapıtlarıdır. Sanatçının Cumhuriyet’in 50.yılı kutlamaları kapsamında gerçekleştirdiği soyut anlayıştaki betonarme anıtı ‘Mühür’ İstanbul Fındıklı parkındadır.

Sanatçı yurt dışında 1956 Venedik, 1961 ve 69 yılında Sao Paulo bineallerine ve Paris’teki  II.(1961), III. (1966)  ve IV. (1971) Uluslararası Çağdaş Heykel sergilerine katılmıştır. 1940 yılında düzenlenen 2. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde birinci, 1956’daki 17. sergide ikinci olmuştur. 1977 yılında Cevat Dereli ile birlikte Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü’nü alan sanatçı 1981’de de Atatürk Sanat Armağanı’nı ve Kültür Bakanlığı Kültür ve Sanat Büyük ödülünü almıştır. 1991 yılında Plastik Sanatçılar Derneği’nin Onur Belgesi’ni alan heykeltıraş, aynı yıl kendisine verilen Devlet Sanatçısı unvanını kabul etmemiştir.